5 Kasım 2007 Pazartesi

Geçmiş Yorumlar

Sevgili Kaşılaştırmalı Edebyat.com takipçileri, komparatist meslektaşlar, edebiyatseverler, sitemize zaman ayırıp, inceleyip görüş paylaşan tüm sevgili yazar ve okuyucularımız.. Gördüğünüz üzere, sitemiz blog düzenlemesi içinde, farklı bir tasarımla yoluna devam etmekte. Eski düzeni ve tasarımı bazı altyapı sorunlarından dolayı terk etmek durumunda kaldık; fakat bu geçiş sürecinde, emek ve zaman verip siz değerli takipçilerimizin yazdığı yorumları elbette göz ardı edemezdik. Fakat her bir yorumu tek tek girmek bizim açımızdan zaman problemi oluşturacağından dolayı, daha önceki sitede yapılan tüm yorumlarınızı bu başlık altında toplamayı uygun gördük. Gene istediğiniz her yazının altına yorumunuzu girebilirsiniz, ya da isterseniz karşılaştırmalı edebiyat tartışmalarını buradan da sürdürebilirsiniz. Keyifli yorumlar dileriz, Karşılaştırmalı Edebiyat.com ekibi.

Yorumlar

1. seden aktürk 27. Temmuz 2007 04:43 tarihinde dedi ki:
karşılaştırmalı edebiyat öğrencilerinin kendilerini ifade etme çabalarını takdirle karşılıyorum. ben de bu bölümü yazmayı düşünüyorum.hatta tek tercih olarak yazmak pahasına:)bölümün gelişmeye açık olduğunu görüyorum ve bunu gören üniversiteler harekete geçmiş durumda.kaliteli insan yetiştiren bu bölümün öğrencileri olarak başarılarınızın devamını diliyorum.

2. Seda Gorceğiz 10. Ağustos 2007 00:49 tarihinde dedi ki:
Edebiyat kuramları, eleştiri ve karşılaştırmalı edebiyatla ilgilenen bir edebiyat öğrencisi olarak sitenizi yakından takip ediyorum. Bu alanda çalışmaya karar vermiş öğrencilerin de sitenizden yararlanmalarını umuyorum ve başarılarınızın devamını diliyorum
3. Seda SÜREL 14. Ağustos 2007 15:22 tarihinde dedi ki:
Duygucum,
Sİteyi yenilemişsin, eline sağlık çok güzel olmuş. Bugüne kadar bir katkım olmadı ama bundan sonra olur diye umuyorum.
Sevgiler,
Seda

4. bilge 18. Ağustos 2007 11:31 tarihinde dedi ki:
bu yıl eskişehir osmangazi üniveristesi karşılaştırmalı edebiyat bölümünü kaznmış biri olarak,henüz öğrenimime başlamdan ne kadar yerinde bir tercih yaptığımı birkez daha fark ettim yazınızı okuyunca.bölüm kesinilkle sayısal zekaya gerğinden fazla önm verilen günümüzde,düşünen insan yetiştirmeyi amaçlıyor..
sanıyorum ki tek sorun ülkemizde bölümün yeterince bilinmemesi ve hak ettiği değeri görememesi.. umarım ileride hak ettiği değeri görür.


5. bir kültür mantarı 22. Ağustos 2007 21:34 tarihinde dedi ki:
ben de bir karşılaştırmalı edebiyat öğrencisiyim . bu siteyi yeni keşfettim ve çok sevindim…bölümümüzün liselerde dil öğrencileri tarafından bilinmemesi ve hatta okullardaki rehber öğretmenlerin bundan haberi olmaması beni çok üzüyordu… siteyi yapan arkadaşın ellerine sağlık… başarılarının devamını diliyorum…

6 sewda 26. Ağustos 2007 20:14 tarihinde dedi ki:
ben de az sayıdaki karşılaştırmalı edebiyat mezunlarından biriyim, ne olduğunu nasıl bir alan olduğunu bilmeyenlere inat bu yıl da yüksek lisansa başlıyorum. hep beraber elele vererek yurtdışında hakettiği değeri gören bölümümüzün ülkemizde de hak ettiği yere getireceğiz.hepsi bizim çabamızla olacak..
bu siteyi yeni keşfedenlerdenim ve çok mutlu oldum.

7. müge 27. Ağustos 2007 12:36 tarihinde dedi ki:
Bir sorum olacak. Bu bölümde okutulacak dilleri biz mi seçiyoruz, yoksa ingilizce almanca fransızcayla mı sınırlı kalıyor.Mesela almanca okumak istemiyorum, bunun yerine ispanyolca ya da italyanca seçilebilir mi?

8. duygu yağmur 30. Ağustos 2007 13:53 tarihinde dedi ki:
Merhaba Müge,
okutulan yabancı dilleri seçme şansın hangi üniversitede okuduğuna bağlı olarak değişir. Bilgi Üniversite’sinde Karşılaştırmalı Edebiyat bölümüne bağlı olarak ikinci bir yabancı dil zorunluluğun yok; fakat rusça ve japonca derslerini seçmeli olarak alabilirsin. Geçtiğimiz yıllarda Bilgi Üniversitesi seçmeli İspanyolca, Fransızca ve Almanca dersleri koymuştu; fakat bu sene nasıl bir düzenleme yaparlar bilemiyorum. Öte yandan bildiğim kadarıyla Osmangazi Üniversite’sinde karşılaştırmalı edebiyat bölümü için Almanca ya da Fransızca dillerinden birini almak zorunlu.
Benim fikrimi sorarsanız illa zorunlu dil eğitimi verilecekse İspanyolca veya İtalyanca karşılaştırmalı edebiyat bölümü için Almanca ya da Fransızca’dan daha doğru bir seçim olurdu. Amaç orjinal metni okutup karşılaştırma yaptırmaksa, batı edebiyat kanonuna hangi dilde daha çok eser girmişse o dili öğrenmeyi yeğlerim. Gerçi Goethe beni duysa kemikleri sızlar; fakat Don Quixote’u bizzat Cervantes’ten okumayı şahsen Faust’a yeğlerim..
Yorumlarıyla, görüşleriyle ve güzel dilekleriyle siteye değer katan tüm takipçilerimize de Karşılaştımalı Edebiyat.com ekibi adına ayrıca teşekkür ederim..

9. müge 07. Eylül 2007 23:45 tarihinde dedi ki:
Teşekkür ederim verdiğiniz bilgi için…
Fakat hayal kırıklığına uğradım, Osman Gazi’de Almanca ve Fransızca dışında İspanyolca ve İtalyanca da seçilebilseydi keşke:(

10. amiral 09. Eylül 2007 18:42 tarihinde dedi ki:
herkese merhaba
osmangazi’de de italyanca ve japonca seçmeli olarak koyulması planlanıyor büyük ihtimalle 1 seneye faaliyete geçer. arapça seçmeli olaraak verilmeye başlandı bile. yani toplamda almanca-fransızca,italyanca,japonca,arapça,osmanlıca oluyor

11. sevda aktas 10. Eylül 2007 15:09 tarihinde dedi ki:
merhabalar
eskişehir osmangazi üniversitesi’nde 2004-2005 öğretim yılından bu yana rusça seçmeli olarak verilmektedir. değerli hocamızın büyük özverisi sayesinde de rusça basit gramer kuralları şeklinde öğretilip kalmaz, dersi takip eden arkadaşlar mezun olurken rusçayı belirli bir seviyede bilerek okuldan ayrılırlar.

12. femme fatale 27. Eylül 2007 21:46 tarihinde dedi ki:
Karşılaştırmalı edb bölümünde dünyanın en güzel derslerini Türkiye’nin en seçkin en açık görüşlü ve en demokratik hocaları tarafından aldık. Keşke her Türk vatandaşı Murat Belge gibi bir hocadan dinin, milliyetçiliğin ve diğer dayatmaların ne kadar anlamsız olduğunu fark edebilse de biraz gerçek demokrasinin tadını çıkartabilse…

13. magdur 25. Eylül 2007 03:06 tarihinde dedi ki:
ben bısey sorucam arkadaslar formasyon hakkında bılgısı olan var mı?herhangı bır gelısme var mı?

14 duygu yağmur 26. Eylül 2007 23:44 tarihinde dedi ki:
Sevgili mağdur,
formasyon konusu bildiğim kadarıyla aynen duruyor. Zira şuan iş başında(!) olan eğitim bakanlığı aldı zaten o hakkı elimizden; o cephede değişen hiç bir şey olmadığına göre, fazla umutlanmanı istemem. Ama gene de haberlerin takipçisi olmak gerekir tabii..
Saygı ve sevgilerimle.

15. femme fatale 27. Eylül 2007 21:47 tarihinde dedi ki:
duygucum harika bir site seni tebrik ediyorum. sedosh seni de tebrik ediyorum!!:)

16. femme fatale 27. Eylül 2007 21:53 tarihinde dedi ki:
Lütfen edebiyata gönül verenler beyinlerinin yıkanmasına izin vermesinler.. edebiyat eline roman alıp okumak demek değildir. neticede yazmak da eline kalem alıp birkaç kelime karalamak da değildir. yazmak okunmasını bekleyen kelimelerden ziyade düşündürmeyi hedefleyen bilinç akışıdır.
her edebiyatçı gibi bende kendimi gizlemeyi tercih ediyorum çünkü gerçek yazarlar kimlikleriyle değil yazdıkları kelimelerle yaşarlar.. Sayın edb. severler kelimeler yazıya dönüşür yazı ise cümlelere, cümleler ne zaman ki bir kağıda basılır işte o zaman hepsinin kendine ait bir hayatı olur..
Yazın ki kelimelere özgürlük tanıyın yazın ki beyinleri pandoranın kutusu gibi olanlara hayatın anlamının kutunun dışında yaşananalar olduğunu gösterin..

17. şoreş oruç 28. Eylül 2007 11:51 tarihinde dedi ki:
bir merhaba da benden !
aslında bunları buraya yazmak ne kadar doğru bilmiyorum ama kendimi de engelleyemiyorum.
malumunuz yabancı dil bölümündeyim. ingiliz dili ve edebiyatı okumaya niyetliydim ama karşılaştırmalı edebiyatı gördükten sonra bu niyetim on yüz bin baloncuk formunda uçmuş bulunmakta.
dil edebiyat kulağa hoş geliyor ama edebiyatla uğraşmak isteyen ben için k.e. en güzeli . ben de her liseli gibi ” kitap yazacağım” larcılardanım ve bu iş için altyapım olsun istiyorum ayrıca kitap denilen varlığın manyağı olduğum için ilerdeki işimin kitapla ilgili olmazsa mutlu olamıyacağımı fark etmiş bulunmaktayım.
dil edebiyatın tamamen yalan olduğunu düşünüyorum zira öğretmen olmak istemiyorum…
”derdin ne len o zaman ?” diyebilirsiniz zira ben dedim ama karşılığında binlerce (ytl) cevap buldum.
evet ilerde öyle zengin olayım, araba alayım, kaza yapayım, kaskom olsunculardan değilim ama en azından şöyle küçüğünden bir gelirim olsun istemekteyim.
işte burada ”üniversitede kalmak” olanağı karşıma çıkıyor.her ne kadar içinde ” çalışırsan yaparsın” onlarca cümle ile karşılaşmış olsam da ve çalışırsam eğer bir aksilik çıkmazsa yapacağıma eminim ama ama tırsıyorum.
istanbul bilgi’yi puan olarak tutturmuş gözüküyorum ve üniversitede kasarsam iyi derece de yapabilirim.
yüksek lisans denilen süreç hakkında ,aslına bakarsanız,
bir sürü şey duydum ama hepsi de çelişkili.en azından öğretim üyesi ünvanına sahip olmak için bir kaç yıl geçirmek gerekiyormuş sanırsam,yani galiba .
ve bu süreç içinde ücretli okutman olarak çalışabileceğim söylendi ama bilmiyorum zira 4 yıl üniversite okuduktan sonra boşta kalmaktan ve bir kaç yıl daha,yüksek lisans için, aileye bağlı kalmaktan ve sonucunda yine hiçbir şey olamamaktan korkuyorum.
sizden ricam bu konuda yardımcı olmanız ,elimi tutmanız,beraber kırlarda koşmamız,beni aydınlatmanızdır.
şimdiden teşekkürü borç biliyor, yardımcı olacak übermensch’e kardeşimin teşşekkür belgesinin çamaşır suyuyla kardeşimin olmaktan kurtulmuş halini arz ederim.
zira o ne öyle ”şimdiden teşekkür ediyorum” da ” ehehe bana cevap yazıcaksınız olum, mecbursunuz ” manasını bulmaktayım .
neyse,satırlarıma burada son verirken çamaşır suyu almaya gidiyorum…
haydin ! görüşürüz !

18. duygu yağmur 28. Eylül 2007 23:40 tarihinde dedi ki:
Sevgili Şoreş Oruç,
gördüğünüz üzere kendinizi tutamadığınız espiri kıvamı yoğun mesajınızı yayınladık.:)
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, karşılaştırmalı edebiyatçıların buluşma platformu olarak
bir forum bölümümüz henüz yok; çünkü, Osmangazililer hali hazırda bir forum kurdukları için,
zaten dağınık olan komparatistleri bir daha bölmeye gerek yok diye düşünüyoruz. Bu yüzden, her
ne kadar “ciddi site” imajını korumaya çalışsak da, karşılaştırmalı edebiyata dair makul(!)
her türlü mesajınızı site içindeki yorum kısımlarına iletebilirsiniz. Özde demokrasi(!) adına, noktasına, virgülüne dokunmadan yayınlarız.
Şoreş Oruç arkadaşımızın mesajına tekrar dönersek, öncellikli tavsiyem, “ayakların biraz yere
bassın, bir sakin ol” olacaktır. kitap yazmak konusunda sana kendimden bir örnek vereyim,
karşılaştırmalı edebiyata girmeden evvel onlarca şiirim ve öykümsü denemelerim vardı. Şimdi
edebi ve sosyal eleştiri yazısı yazmaktan edebiyatın kendisini yapamıyorum:) sana kim, nasıl
anlattı bilmiyorum ama, karşılaştırmalı edebiyatta roman, öykü kısacası edebiyat yazmanın
dersi verilmiyor. varolan edebiyatın neden, nasıl o günlere, o biçimde geldiğini anlamana
yardımcı oluyor lisans boyunca öğrendiklerin. sıkı çalışırsan çok iyi eleştirmen olabilirsin
ama bu mükemmel kitaplar yazabileceğin anlamına gelmez. Öncellikle bu farkı görmeni isterim.
İkinci konu, dil edebiyatları o kadar da küçümseme; zira, her filoloji dalı Karşılaştırmalı
Edebiyat’ın kız kardeşidir. Üstüne, sadece “öğretmenlik” yaftası yapıştırılmış olması ise
Türkiye gerçeklerinin ayıbıdır. Fakat, değiştirmeye çalıştığımız bir durum da şu ki, şuan
“filoloji mezunuyum” sıfatı, maalesef “karşılaştırmalı edebiyat mezunuyum” sıfatından daha
geçer akçedir.
Son olarak öğretim üyesi bölümüne gelelim. Mezun olur olmaz okuduğun ya da başka bir
üniversitenin seni asistan olarak (ki öğretim üyesi olmadan önce baya bir süre asistan olarak
paralanman gerekecek) havada kapacaklarını sanma. Bırak lisansı, yüksek lisansın ilk senesinde ve sonrasında
bile çok ama çok özverili olmam, hocaların gözünde parlaman gerekir asistanlığı kapmak için. Sonrasında şansın varsa, kadro açılırsa, kpds’yi, kpss’ yi, üds’yi ve daha adını bilmediğim bilumum sınavları geçersen araştırma görevlisi ünvanını alabilirsin. Sana Bilgi Üniversitesi’nden birkaç örnek: hocaların hocası Murat Belge 60 yaşındayken profesör ünvanını alabilmiştir; Ferda Keskin hoca bildiğim kadarıyla 40 yaşında ve 1-2 yıl evvel doçent oldu; Lale Kula Özerden’ in doktora tezini ancak 3 yılda beğendirebildiğini biliyoruz mesela…
Çamaşır sulu hayallerinin üstüne bir karabulut gibi çökmek istemezdim, ama durum böyle.
Bir not daha, bu güzel memlekette sadece kalemiyle ekmek parası çıkartanları sevmezler pek, aklında bulunsun. Ama, karşılaştırmalı edebiyat mezunu olarak bu kadar kültür mantarlığı ile açıkta kalmazsın. En azından Türkçe’yi düzgün yazıp, konuşabiliyoruz…
Saygı ve sevgilerimle..
19. duygu yağmur 28. Eylül 2007 23:46 tarihinde dedi ki:
Sevgili femmafatale,
değerli yorumların için ayrıca çok teşekkür ederim, benle e-posta adresimden iletişime geçersen çok mutlu olurum.
sevgilerimle.

20. şoreş oruç 29. Eylül 2007 22:41 tarihinde dedi ki:
”ayaklarını yere basmak ” o kadar kolay mıdır ? kaç kişi bunu başarabilmiş? en azından benim için çok zor.
”ee meraba ben kitap yazıcem de o yüzden comperative literature okuyam mı ?” tadında olduğu söylenen ve ciddi olmayan yorumumdan sonra herkese merhaba.
her şeyden önce noktasını virgülünü pek önemsemediğim ,edebiyatın ciddi havasından uzak ,üretme kaygısı taşımayan yorumumu yayınladığınız için teşekkür ederim.
ama ama karşılaştırmalı edebiyat adındaki bu ulvi şeyin kişiye eleştiri yeteneği veren bir bölüm olduğunu söylediniz benim asıl amacımda bunu almaktır.
elbettteki karşılaştırmalı edebiyatın kitap yazdırdığını söylemiyorum ve bunu biliyorum.ama ben kendi açımdan karşılaştırmalı edebiyatın benim çalışmalarıma yardımcı olabileceğinı düşünüyorum ve bunu öylece yazdım.
neyse sizin en azından blogspot ya da neyse işte oradaki yazılarınızı ve şiir denemelerinizi okudum.
aslında ikimizde şairlik konusunda kendimize verdiğimiz sıfatlar bakımından uyuşuyoruz. siz ”bozuntusu” ben ”yamağı”.
ingiliz dili edebiyatının türkiyede aldığı formu eleştirdim ki buna siz de katılıyorsunuz. yoksa nietzsche gibi bir insanın da meslek ünvanı olan filolug’luğa laf ettiğim yok.
akedemik kariyer süreci hakkında yaptığınız somut yorumlara teşekkür ederim zira bu sadece bana değil bütün arkadaşlara yardımcı olacaktır.
size son bir sorum var ;(bu mu kullanılıyordu:)) (buradan ilk smileyi yaratan kişiye saygılarımı sunuyorum)
karşılaştırmalı edebiyat öğrencilerinin formasyon hakkı yokmuş. şu anda durum nedir?
size sorduğum soruların ya da bu yorumda olduğu gibi sorunun birçok kişinin kafasını meşgul ettiğini anlamış olmalısınız.yani ben bir nevi amme hizmeti yaptığımı düşünüyorum ve evet ciddi olamadım ,olamam da zaten.
haydin !


21. duygu yağmur 30. Eylül 2007 10:19 tarihinde dedi ki:
Formasyon cephesinde yeni bir şey yok!
“Kimdir Bu Karşılaştırmalı Edebiyatçı?” sayfamızda da aynı meraklı bekleyişe şu cevabı verdim: bizim elimizden “Siz İngilice yeterliliğinde değilsiniz!” saçmalığı ile öğretmenlik hakkını alan, şuan başımızdaki Milli Eğitim Bakanlığıdır. Muhterem zatlar değişmediğine göre, zihniyetlerinde de en ufak bir somut ve olumlu değişiklik olmadığıne göre, durum kısacası aynı tas aynı hamamdır. Zannımca olumlu bir gelişme olsa bu zaten fakültelerimizde bölüme hemen yansır, hemen duyulur, bir zafer havaındaymışçasına kutlanırdı.
Bu vesileyle, halen öğrenci olan ve sitemizi ziyaret eden arkadaşlara da bir seslenelim: siz konunun içinde daha güncel yer alıyorsunuz, kulağınıza dedikodu bile çalınsa, bekleriz:)
Sevgili Soreş,
kaleminin çok iyi yerlere gelebileceği şimdiden belli oluyor. (ecnebice: I really mean it.)
Sevgilerimle.

22. şoreş oruç 02. Ekim 2007 15:39 tarihinde dedi ki:

” enfeksiyon kapmış ,bunu bilgisayara kaptırmaya çalışan merhabanın yazılışını unutan ve her an ‘’somut yorum ” gibi saçmalıklar yapıbilecek öss-yds emekçisinden herkese merhaba.
sanırsam yine herşey sarpasardı ve yine herşey son anda belli olacak.
belki de liseye başladığımdan beri ilk defa üniversiteyi istediğim gibi bir yerde okuyabileceğimi düşünmüştüm,biliyordum benim yapacağım herşeyde birşeyler olurdu ama (konu) ile ilgili hiç birşey bilmemenin verdiği lakayıtlığın etkisiyle mutluluktan coşuyordum ama hiç birşey belli olmaz :) (yanlız arkadaşlık sitelerinde gothic triplerine giren sünepe beyinli biri gibi yazıyorum)
aydınlattığınız için teşekkür ederim. bir gün buluşma umuduyla haydin ! ”
gibi bir yazı geliyordu fakat eğitim destekçisi(dayımın sen yeter ki oku çıkışıyla )bu günlük (belki değişebilir) gönül rahatlıyla ”comperative literature rocks” diyor hepinize saygılarımı sunuyorum.

23. Komparatist 16. Ekim 2007 14:36 tarihinde dedi ki:
Osmangazi Universitesi’nde Karsilastirmali Edebiyat Bolumu’nde okumaktayim ve bolumumuzun en temel eksigi olan ‘tanitim’ icin bu sitesinin cok iyi oldugu kanaatindeyim.
Aslinda havalarin sogudu su gunlerde disari cikmanin pek de iyi bir fikir olmayacagini dusunerek basina gectigim bilgisayarimin arama motoruna “Karsilastirmali Edebiyat” yazarak bir dizi raslanti sonucu ulastim sitenize. Buradan sevgili universite ogrencisi adaylarina da bazi noktalarda bilgi vermenin yararli olacagini dusunuyorum; ornegin bizim bolum ogrencilerinin en cok sorduklari sorulardan biri “FORMASYON ALIP OGRETMEN OLABILIYOR MUYUZ?”, bunun cevabi hayir olmakla birlikte, ogretmen olmak isteyen birinin nicin bu bolumde okudugu da ayri bir tartisma konusu. Yani bu kadar zevkli bir bolumden cikip sadece ingilizce veya almanca/fransizca ogretmek yalnizca kendimize yazik etmek olur. Oysa bizler mitolojiden yaratici metin yazarligina, felsefe tarihinden turk susleme sanatina kadar harikalarla dolu derslerle donatiliyoruz. Ayrica cocuk edebiyati yan alan programiyla da cocuk edebiyati konusunda cok sey ogrenebiliyoruz. Ustelik duzenlenen cocuk edebiyati sempozyumlarina genis katilimla kendimizi daha da gelistirme sansimiz doguyor. Mesela 17-18-19 Ekim tarihlerinde Eskisehir Osmangazi Universitesi’ndeki bolumumuz Ayla Cinaroglu ve Cocuk Edebiyati uzerine bir sempozyum duzenliyor. 10 gun once Bursa’daki Turkiye ve Avrupa Edebiyati konulu bir panele hocalarimiz, bolum arkadaslarimiz ve edebiyat severlerle, ulasim ve her turlu masraf dahil ucretsiz katilim gerceklestirdik.
Mutlaka belirtmek isterim ki Rusca hocamizin da uzerimizdeki emegi cok buyuktur. Bize Rus Dilini olabildigince anlasilir ve pratige dayanan bir sistemle anlattigi icin ona da cok mutesekkiriz. Velhasili bu bolum gercekten edebiyat zevkini damaginda hos bir tat olarak hissetmek isteyenler icin gayet uygun bir bolum, ustelik zorunlu stajiyla da is hayatinda biz edebiyatcilarin daha da tecrubeli olmasina yardimci oluyor.
Oncelikle bu siteyi hazirlayan sevgili meslektaslarimi tebrik eder, yazimi okudugunuz icin tesekkur ederim.
24. duygu yağmur 16. Ekim 2007 19:57 tarihinde dedi ki:
Sevgili Komparatist,
öncellikle zengin yorumun ve bölümün hakkında verdiğin önemli detaylar için asıl biz sana çok teşekkür ederiz. Osmangazi Üniversitesi’nden meslektaşların yorumları, katkıları bizim için 2 kat değerli, çünkü ulaşılabilirliğimiz maalesef sınırlı.
Bu bağlamda tekrar çok teşekkürler, fakat yorumunda bir noktaya takıldık ister istemez: ‘bilgisayarimin arama motoruna “Karsilastirmali Edebiyat” yazarak bir dizi raslanti sonucu ulastim sitenize.’ demişsin, bu bizi çok üzdü; zira google’da karşılaştırmalı edebiyat (ve farklı yazım çeşitleri) yazınca sitemizin birinci sırada çıkması için oldukça çok çalıştık, acaba sen hangi arama motorunu kullanıyorsun? Hemen onun için de optimizason çalışmalarına başlayalım:)
sevgiler, saygılar.

25. fyz 21. Ekim 2007 01:18 tarihinde dedi ki:
avrupa ve amerikada yaratıcı yazarlık bölümleriyle bir benzerliği varmı bu bölümün?yada sizce yazar olmak isteyen bir kişi türkiyede hangi bölümde okumalı?

26. duygu yağmur 21. Ekim 2007 13:06 tarihinde dedi ki:
Merhaba fyz,
Türkiye’deki Karşılaştırmalı Edebiyat yurtdışındaki Comparative Literature bölümünün tam karşılığıdır. Senin sorun üzerine incelediğim “Department of English & Creative Writing” programları ve ders isimleri olarak, Karşılaştırmalı Edebiyat ile benzerlik gösterse de, Türkiye’de yapılan karşılaştırmalı edebiyat yazma odaklı değil, okuma-anlama, yorumlama ve eleştiri odaklıdır.
Bunun yanı sıra üniversitelerin Türk Dili Edebiyatı bölümleri altında ya da çeşitli yazar dernekleri tarafından yaratıcı yazım atölyeleri düzenlendiğini biliyorum.
Fakat yazar olmak için şu bölümü okumalısın gibi net bir tavsiye veremem. Karşılaştırmalı edebiyat, Türk dili ve edebiyatı ya da başka bir filoloji bölümünde okuyup yaratıcı yazım atölyelerini (bazı üniversitelerde seçmeli ders olarak da veriliyor.) sıkı bir şekilde takip edersen yazarlık konusunda kendini yetiştirebileceğini düşünüyorum.
Ayrıca, bu konuyu hatırlattığın için teşekkürler, yakın zamanda yaratıcı yazıma dair sitemizde köşe hazırlamayı düşünüyorum :-)
Sevgiler, saygılar..

27. leyla 19. Kasım 2007 16:40 tarihinde dedi ki:
cok gzl olmuş

28. seastar 20. Kasım 2007 18:57 tarihinde dedi ki:
sevgili komparatist arkadaşlarım ve karşılaştırmalı edebiyata gönül verenler!!
ben Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde bu nadide bölümü okuma şerefine nail olmuş bulunmaktayım.. yukarıda birkaç arkadaşımızın öğretmenlik hakkı adı altında yaptıkları yorumları okudum ve şunu belirtmek istedim öncelikle: öğretmenlik hakkımız var; tezsiz yüksek lisans yapmak şartıyla!
velhasıl insan böyle bir bölüme gelmeden önce bu tip düşüncelere kapılabiliyor, ancak derslere girip üstüne 3 dil öğrenme ayrıcalığını yakaladıktan sonra inanın öğretmenlikten çok daha büyük şeyler yapmak istediğinizi, bakış açınızı geliştirip, yapacaklarınıza, yapmak istediklerinize doymayacağınızı, medyada yapacağınız zorunlu stajınızla çalışma alanlarınızın genişleyeceğini düşündükçe hayal gücünün sınırlarını zorladığınızı hissetmek mümkün.. ama bunu gerçekleştirme olanağınız ise siz istediğiniz sürece yukarıda bahsettiğim konudan daha mümkün!
anlatmak istediğim, bu bölümün -siz aldığınız sürece- size katabileceği çok şey var. kendi üniversitem adına konuşmak gerekirse bölüm hocalarımın azmi, çalışma istekleri ve kültürleri karşısında hayrete ve hasete girmemek mümkün değil, kendilerini tekrar tebrik ediyor, kazandıkları başarılar ile bizlere nice önemli daha birçok şey aktaracaklarını düşünüyorum..
sözün kısası bu bölüme gelmek isteyenler ne istediklerini bilerek gelmeliler. tekdüzeliği reddediyor bence bu bölüm, bir idealimiz olmalı.. çünkü komparatistler sıradan insanlar değildirler.
Türkiye’de özellikle eleştirmen yetiştiren bundan başka bir bölüm daha yok; kıymetini bilip kendimizi geliştirmek için karşımıza çıkan bu fırsatı uluslararası alanda da iyi bir şekilde değerlendirmeli ve muasır medeniyetler seviyesine çıkmalyız diye düşünüyorum..
bu uzun ve belki de sıkıcı ama bana göre gerekli yazımı okuma zahmetine katlanan sevgili arkadaşlarıma teşekkür ediyor, tekrar buluşmak dileğiyle sevgiler sunuyorum!!

29. ayşegül 20. Kasım 2007 19:52 tarihinde dedi ki:
güsel bi sitede bnim aradığım şeyler yokk :(

30. duygu yağmur 20. Kasım 2007 22:47 tarihinde dedi ki:
Sevgili leyla, siteyi beğendiğinize memnun olduk; yararlı olabildiysek ne mutlu:)
Sevgili seastar, katılımınız ve detaylı açıklamalarınız için çok teşekkür ederiz. Her yorumunuz bizim için oldukça değerli ve kafasında karşılaştırmalı edebiyata dair sorunlar, şüpheler olan genç arkadaşlara da yol gösterici; özellikle eleştirmenlik konusunun altını çizdiğiniz için de ayrıca teşekkür ederiz. (sakın sıkıcı olduğunuzu düşünmeyin; uzun yazmakla sıkıcı olunursa, benim yazdıklarımın hiç kimsenin okumaması gerekirdi:)
Sevgili ayşegül, neyi arayıp da bulamadığınızı daha detalı yazarsanız, sitemizi geliştirmek açısından daha yararlı olacağını sanıyorum. Bir konu başlığı mıdır, bir metin mi? Karşılaştırmalı Edebiyatın hangi alanına dair bir sorunuz, sorununuz var?
Bunları daha net belirtirseniz, biz de daha net yardım edebiliriz.
Saygı ve sevgilerimle,
Duygu.

31. seastar 21. Kasım 2007 17:21 tarihinde dedi ki:
teşekkür ederim, evet haklısınız, aklında yazdıklarımla ilgili birtakım soruları sorunları olanlara yardım edebildiysem ne mutlu bana.. tekrar teşekkür ve sevgilerimle!

32. mesut kartal 06. Aralık 2007 04:48 tarihinde dedi ki:
merhaba arkadaşlar;
öncelikle bu site için hepinizi tebrik ederim. ellerinize sağlık.
bir iki sorum olacak. bilgi üni’nin web sitesinden bölümün ders programına baktım. birinci yıl için sadece üç des görünüyor. acaba bu üç ders bölüm bölüm, yani ayrı derslerin toplamı olan dersler mi? zira bir dönem için üç ders bana az gibi geldi. yoksa saatleri mi fazla?
ayrıca murat belge hocanın hangi dersleri verdiğini öğrenebilir miyim? aslında derslerin hocalara göre dağılımını öğrenmek mümkün olsa çok daha iyi olur..
bölümü kazanırsam hazırlık sınıfında bölüm için zaten bir hazırlanma süreci geçireceğim diye düşünsem de şimdiden sizin önereceğiniz temel metinler kitaplar olursa çok sevinirim.
selamlar,
mesut.

3 yorum:

Adsız,  8 Aralık 2007 14:04  

Sevgili mesut kartal, katılımınız için biz teşekkür ederiz. Üniversitelerin ders programlarına dair sorduğunuz detaylar hakkında bir yazı hazırlama aşamasındayız, kısa bir süre içerisinde aradığınız cevapları bulacaksınız:)
sevgiler, saygılar.

Adsız,  18 Haziran 2008 09:58  

Öncelikle tüm arkadaİLARA SELAMLAR..Ben dil blümünde okumaktayım ve bu pazar yds e gireceğim inş..
Size sorum şu:Ben oradan mezun olduktan sonra bir eleştirmen bir yasar olmanın dısında bir de ASKERİYEDE öğretmenlik yapılabiliomus,diye bir şey dıyduım .Bunn aslı var mıdır?Ya eğer böyleyse bnm için cok iyi olacak..Benşi bu konu hakkında aydınlatırsanız cok sevinirim .Şimdiden TESEKKÜRLER..

Adsız,  18 Haziran 2008 12:37  

Sayın İsimsiz,
sitenin bir çok yerinde ve özellikle yukarıdaki yorumlarda da belirtildiği üzere Karşılaştırmalı Edebiyat bölümü mezunlarının öğretmenlik hakkı için almaları gereken pedagojik formasyon eğitimi maalesef verilmemektedir. Sorunun daha detaylı açıklaması için bu konu başlığımıza bakabilirsiniz. Yorumunuz için teşekkürler, fakat bundan sonra yazım hatalarına biraz daha özen gösterirseniz memnun oluruz.

Sınavınızda da başarılar dileriz:)

Site Hakkında...

Karşılaştırmalı Edebiyat şimdiye kadar
kez ziyaret edildi. İlginize teşekkür ederiz ::
© 2006-2010 9Kare.Net Yazı İşleri Ürünüdür :: iletişim ::
Resized Header Image Copyright © DHester by freewebpageheaders.com

© Blogger templates The Professional Template Tasarım: Ourblogtemplates.com 2008


PageRank Checking Icon

Takipçilerimiz