'Prensipler' Dairesinin Cevabı
Dün, Eğitim Bakanlığı'nın 'Prensipler ve Eğitim Sistemi Dairesi'nin başkanı olan Niyazi Yavuz'un mektubunu alıntılamış ve karşılaştırmalı edebiyat bölümleri mezunlarının niçin yabancı dil öğretmeni olamayacağına dair verdiği açıklamayı göstermiştim. Neydi söylediği? "Başvuru hakkı bulunan yükseköğretim kurumları mezunlarınca bu alandaki öğretmen ihtiyacı karşılanabildiğinden..."
Bu sayıya ilişkin bir açıklama: "Şu kadar ihtiyaç, şu kadar mezun var, yetiyor bu kadarı, onun için yenisini istemiyoruz..." Söylenen sözün olgusal düzeyde ne kadar doğru olduğu, izlendiği söylenen bu 'seçme' yönteminin ne kadar yerinde olduğu, ayrı tartışma konuları. Şimdilik onları bir yana bırakalım.
Şu günlerde on küsur yeni üniversite açma projesi, başka herhangi bir açıdan değil de, rektörlerini kimin tayin edeceği açısından tartışılıyor. Bunların bazılarında İngiliz edebiyatı veya Amerikan edebiyatı gibi bölümler bulunabilir. Şimdiki grupta olmaz da sonrakilerde olur veya yeni açılacak özel üniversitelerde olabilir.
Peki, bu yeni bölümlerin mezunlarının, İngilizce öğretmeni olmak üzere 'formasyon' denen kurslara devam hakkı olacak mı? Niyazi Yavuz'un bize yazdığı 'cevabÓ' mektubun mantığına göre olmamalı. Çünkü şu ana kadar kurulmuş olan 'yükseköğretim kurumları mezunlarınca bu alandaki öğretmen ihtiyacı karşılanabildiğinden' bu yeni üniversitelerin İngiliz ve Amerikan edebiyatı bölümleri mezunlarının öğretmen olması da 'uygun bulunmamalı'dır.
Öyle mi olacak? Hayır, büyük bir ihtimalle öyle olmayacak. Onlar 'formasyon'a kabul edilecek. Ama bu üniversitelerde yeni
'karşılaştırmalı edebiyat' bölümleri açılırsa, onların mezunlarının
'formasyon' kursuna devam etmesine izin verilmeyecek.
Niyazi Yavuz'un sözlerinin sonucu bu.
O halde, sayılarla ilgili bir yeterlilik, 'doygunluk' durumu söz konusu değil, birilerinin, bölüm adı gibi mantık dışı bir şeylerden yararlanarak birilerinin önünü kesmesi, birilerini 'dışarıda bırakma'sı söz konusu.
Onun için Niyazi Yavuz'un 'ihtiyaç karşılanıyor' türünden gerçeği yansıtmayan tevilleri bir yana bırakıp, karşılaştırmalı edebiyat (yabancı dil puanıyla kabul edilen, 'İngilizce eğitim yapılan' bir üniversitede dört yıl ders gören, ödev, sınav ve tezlerini İngilizce yazan öğrencilerin bulunduğu bir bölümden söz ediyorum) mezunlarının İngilizce öğretmeni olmasının hangi gerçek nedenlerle 'uygun bulunma'dığını açıklamasını talep ediyorum.
'Sayıya dayalı' açıklama zaten tutarlı filan değil. Diyelim ki elinde 100 açık öğretmen kadrosu ve dediğim 'kurumlar'dan mezun 200 adam var. 'Karşılaştırmalı edebiyat'tan mezun olmuş 50 kişi daha olduğunu varsayalım. 100 açık kadro için 200 değil, 250 aday arasında bir yeterlilik sınavı yaparsın. Bunu kazananlar arasında 20 tane de 'karşılaştırmalı edebiyat' mezunu bulunamaz mı? Bulunmayacağını kim iddia edebilir, kim kanıtlayabilir? Niyazi Yavuz mu?
O halde onların önünü kesme hakkını kim buluyor kendinde? Nasıl, neye dayanarak buluyor?
Bu gibi karar ve uygulamaların ardında dönen dolapları, yatan çıkar hesaplarını sanırım, biliyor, tahmin ediyorum. Bundan sonra sırası geldikçe bunları ele alacağım. Eğitim konusu, her düzeyinde olup bitenlerle, zaten bu toplumun en can alıcı konusu.
Murat Belge
03/09/2006
Radikal arşivinden
0 yorum:
Yorum Gönder